Sensizken...
Hemen hemen herkesin hayatında var böyle birileri galiba. Hani böyle bir şekilde yollarını ayırdığın, ne biliyim belki de hiç sevgilin olmayan ama arada bir sesini duyma ihtiyacı duyduğun.
Hiç aklına gelmez, belki başka birileri bile girmiştir hayatına ama ortak bir şarkı aklına getirir. Ya da hiç alakası yokken bir eksiklik hissedersin; O arada birler hiç bitmez, karşılıklıdır bu, ihtiyaçtır belki de bilmiyorum.
Ama bu durumun üstüne kimse gitmez. Arada birle yetinir taraflar.
Geçmişte kalan ama asla unutulmayacak, ne onunla ne onsuz olabileceğinizi kabullendiğiniz. Belki kendi hatalarınızdan, belki de başkalarının işgüzarlığı nedeniyle bir arada olamadığınız kişiye ithaf.
İçinizde kalan uktelere, doyamadıklarınıza, ama yüzü astarından pahalıya patlayan ilişkinize ve yine de vazgeçemeyişinize.
Oysa belleğinize kazıyıp, görebilirmiyim diye pencereyi açıp gökyüzünde aradığınız.
Sular gibi çağlayarak o insanın bahçe duvarının dibinden geçiyorum ve diyorum ki; vaktim yok kendimi toplamaya gözlerinizden, kendime yetişemiyorum ki ben, kendime yetişemiyorum ki ben!
Gururunuz olmasa dile getirmek istediklerinize, içinizden geçenlere ve dahi yaralarınıza dokunmaktadır usulca. Ezgisiyle ise tüm bunları söylemeye dair gaza getirendir bir de.
Beklemenin ve özlemenin hiç bir zaman sevmeyeceğime inandığım birer eylem olmaları sanırım hayatım boyunca onlara mahkum olmamdandı. Belki de beklemeye değer gerçekten sevdiğim bir şeyin olmayışından…
Saçımdan düşen her yağmur damlasını sayıyorum. Attığım bütün adımları, yolda geçtiğim bütün şeritleri içtiğim bütün şarapları, yaptığım bütün yemekleri, yalnız uyuduğum her geceyi, uyandığımda gerindiğim her sabahı, düşünürken bacağımı salladığım her anı sayıyorum.
Dinlediğim ve dans ettiğim bütün müzikleri, ismini söylediğim herkesi, sana doğru gelen, seninle olan her şeyi, sayıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder