Hepimiz mi alınganız...!




Çoğu alıngan kişinin bahanesi olan ‘Napayım alınganım doğuştan duygusalım ben.’ lafı aslında asılsızdır. Alınganlık bireyin küçük yaştayken ailesinin ve çevresinin ona karşı olan tutumuyla şekillenir. 

Eğer mükemmeliyetçi bir anne baba figürü varsa, bireyin alıngan olma ihtimali yüksektir çünkü koşullu sevgi kavramı oluşur. Yani birey hata yaptıkça daha az sevildiğini, mükemmel olamadığı için ailesine yetemediğini düşündüğünden sevgiyle başarıyı birbirine bağlar. 

Mükemmel olamama kaygısı başarısız olma ve reddedilme korkusu, aşağılık kompleksi olur ve bu noktadan sonra bir her yoruma açık cümlenin altında bir anlam arar, eleştirileri değerle birleştirir ve her eleştirinin daha az sevildiğini gösterdiğini düşünür.

Mükemmeliyetçilik Alınganlığı Doğuruyor …

Onlar hakkında yapılan en ufak bir şaka bile tüm günlerini mahvetmeye yetebilir. 

Aşırı alınganlık, etraflarındaki insanların davranış ve söylemlerini gereğinden fazla incelemelerine sebep olur.

Kendilerince en ufak şeylerden bile büyük manalar çıkarır, neticede yorulan ve üzülen yine kendileri olurlar.

Ve daha az eleştirilmek adına kendi doğrularını bir kenara bırakıp diğer insanların doğrularıyla yaşarlar.

Aşırı alınganlık, insanın kendisini hayata karşı güçlü ve özgür hissetmesine engel olur. Onlar eleştirilmekten kaçındıkları için yalnızca toplum tarafından kabul edileceğini düşündükleri davranışlara yönelirler ve bu da kendi kişiliklerini geliştirmelerini güçleştirir.

Artık başka insanların davranışları ya da sözleri değildir onları rahatsız eden. Kendileriyle olan problemlerini insanlara yansıtır, kimsenin onları sevmediği ve herkesin onlar hakkında kötü düşündüğü kanısına varır, kendilerine acı yaratırlar.

Bunun sebebi, tek bir insanın görüşünü evrensel bir gerçekmiş gibi kabul etmeleridir.

Eğer bir insan onların alınganlık göstermesine sebep olacak bir şey söylediyse bu yalnızca o insanın değil, tüm insanlığın görüşüymüş gibi kabul ederler. 

Benim için ise;

Alınganlıkların kaynağı genelde şaka kisvesi altında sokulan lafların, art niyetsizmişcesine söylenen şeylerin altında gizli olan alt metinleri okuyabilmelerinden kaynaklanır. 

Alttan alta yedirilmeye çalışılan lafları anlayabilecek kadar zeki olmadıkları, anlasalar bile tepki gösteremeyecekleri zannedilir, Bu varsayımlar ters tepince de alıngan insan yaftası yerler.

Oysa sadece hoşnutsuzluklarını belirtip, bu tür hoşnut olmadığı şeylerin ve şakaların yapılmasını istemediklerini anlatmaktadırlar.

Yorumlar

Popüler Yayınlar