Bırak gitsin....




























Halet-i ruhiyenin yazı üzerindeki etkisi inanılmaz. İçinden dökülenler, klavyeye taşıyor. Sonra derleyip toplayıp ruhunda yer açıyorsun hepsine. Bazen mutsuzken mutfakta elime ne geçerse koyuyorum tezgaha ve karıştırıp kek yapıyorum. 
İngilizlerin çayı gibi, benim de kekim veya hamurum var. Her şeye iyi geliyor, toparlıyor karışıklıkları. Oysa ertelemeler nasıl da katılaştırıyor o ruh hallerini. Oyalanıyor çoğu insan bu durumlarda. 
Kendini iyi hissedecek bir şeyler yapıyor. Sonra çözülememiş, yeterince hakkıyla yaşanamamış duygular yüzümüze bir kırışıklık daha, içimize bir sıkıntı daha, gönlümüze bir yük daha katıyor. 

Geçmiyor, katılaşıp iyice yerleşiyor.
Ne yaşadımsa, pek çoğu için epey emek verdim. Kolayca olabileceğine inandıklarım bile zor gerçekleşti. Elbette kendiliğinden var olan güzellikleri es geçemem. Şükretmek için yeterli! Diğer yandan hani bir takım olmazsa olmaz addettiklerimiz, katacakları renge ihtiyaç duyduklarımız, yapbozu tamamlayacak olan parçalarımız vardır ya; işte bende genelde bu kısımda dert var. Elimi attığımda bilirim ki kaldıracağım. 45 yılda alışmış olmam gerekir değil mi? Oysa ben her seferinde yepyeni bir hayretle karşılıyorum bunu. Hayat belki de bana bu şekilde enerji ve derinlik katıyor, karmaşanın keyfini sürebilmemi sağlıyor. Çabalarımın karşılıksız kalmaması ve sonunda bir şekilde eğrisinin doğrusuna varması beni gayrete sürüklüyor. Düşsem de kalkıyorum, çünkü yeterince çabalarsam ve ihtiyacı olan zamanı verirsem, bu dünyada gerçekleşmeyecek bir şeyin olmadığına inanıyorum. Ama bu elbette uğraşıp didinmek zorunda olmamı etkilemiyor.

‘Asla pes etme’ değil bunun anlamı. Tıkandıysan, gücün kalmadıysa, bittiğinde sen de biteceksen, artık keyif değil de zul ise bırak… Bırak gitsin… Unut… Hemen yan yola sap. Yepyeni bir yön belirle kendine. Bu hayatta insanın ailesi, ülkesi, okulu, evi, düşünceleri, duyguları, işi, saçı, gözünün rengi, hatta dini bile değişebiliyor. O zaman ısrar etme, zaman kısıtlı. Değişmeyen tek şey, zamanın an be an yittiği. Aceleye de mahal yok kardeşim, keyiflice yaşa. Keyfi kaçtıysa da, yolunu, yönünü değiştirmekten korkma. 

Hayat senin değil mi sonunda…

Yorumlar

Popüler Yayınlar