Sustum, sessiz kaldım...!




Bir figan yükselir yakıp yıktığım zorlu dağların eteklerin den dökülür zılgıtlar ...
Bir hüsran çalar kapımı kayıp kentin dar sokakların dan ...
Bir çığlık yankılanır kıyamet günü gelmiş kör bir kedinin gözlerin de bıraktığım bir damla göz yaşı gibi 
Vurun vurun da bitsin bu hunharca hüzünler biriktirdiğim yosun kokan yalnızlığımı ...
Günler geceye gündüzler karanlığa karışır kahırlara sardığım umutlar gibi ...
Bir menekşe çiçeğinin sessizliğin de tükettim seni sevdiğim tüm zamanları ...
Vurun vurun da bitsin bu hunharca hüzünler biriktirdiğim yosun kokan yalnızlığım…
Diller lal olmuş köhne bir kapının dibin de son bulmuş unutulmuş sözler ...
Yazımı kışa yüreğimi ağlayan bir çocuğun gözlerinde bıraktım ...
Şimdi kurduğum hayallerimi kurduğum düşlerimi senin bana son baktığın gözlerin de bıraktım …
Hadi susalım artık…
Git deyip’ te gel demek varmıydı;
Lanet okuyarak sevmek varmıydı; 
Yeniden kan revan olmuş;
Çıplak ayaklarım toz duman olmuş sokaklarımın enkazın da yüreğim ağıtlar yakarak gecenin kör karanlığında…
İnanma sakın şarkılarımın sancılı notalarına, git deyip te gel demek var mıydı… 
Susuz kalmış serçe misali sessizliğim haykırışlarıma karışmış çığlıklarımın…
Duygularıma gen vurarak bir kurşunluk yer kalana kadar bedenim de yıkadım tüm senden arta kalan anılarımı… 
Tozlu masalarının geçmişinde tükettim hüzünleri, git deyipte gel demek varmıy dı;
Sessiz kaldım…!

Yorumlar

Popüler Yayınlar